

HÜKÜMLÜ NE DEMEKTİR?
Hükümlü, hakkındaki mahkumiyet hükmü kesinleşmiş kimseye verilen isimdir.
Bir kişinin hükümlü olarak nitelendirilebilmesi için; hakkında yapılan bir yargılama (ya da seri muhakeme usulüne göre bir soruşturma) olması, bu yargılama neticesinde (ya da seri muhakeme usulüne göre verilen bir ) mahkumiyet hükmü verilmesi ve verilen bu hükmün kesinleşmesi gerekmektedir.
Bir suç işlediği iddiasıyla hakkında savcılık soruşturması açılan kişi, bu aşamada "şüpheli"dir. Bu aşamada şüphelinin isnat edilen suçu işleyip işlemediği konusunda savcılık bir soruşturma yürütür. Eğer savcılık, şahsın isnat edilen suçu işlediğine dair "yeterli-makul" bir şüpheye ulaşır ise, soruşturma dosyasına özel bir iddianame yazarak, kamu davası açıp, karar verilmek üzere dosyayı mahkemeye gönderir. Mahkemece iddianame kabul edildiği an, soruşturma biter ve yargılama aşaması başlar.
Soruşturma aşamasında "şüpheli" olan kişi, mahkemece iddianamenin kabul edilip davnın açılması ile "sanık" ismini alır. Mahkemece yapılan yargılamada, sanığın suçu işyelelip işlemediği araştırılır, deliller tartışılır ve neticede bir karar verir. Mahkeme; sanığı suçlu bularak bir hüküm kurabilir, bu durumda sanık ceza alır. Eğer mahkemece sanığın isnat edilen suçu işlediği konusunda kesin bir sonuca ulaşılamaz ise, sanık hakkında beraat kararı verilir. Sanık hakkında verilen mahkumiyet / ceza hükmüne karşı Bölge Adliye Mahkemesi'ne istinaf başvuru hakkı var ise ve başvuru yapılır ise, dosya görevli ve yetkili Bölge Adliye Mahkemesi'ne gider. Eğer istinaf başvuru yolu kullanılmaz ise bu durumda Yerel Mahkemece verilen karar kesinleşir ve sanık artık hükümü hale gelir.
Bölge Adliye Mahkemesi Yerel Mahkeme kararını onar ve bu karara karşı Yargıtay'a temyiz yolu kapalı ise, karar kesinleşir, bu durumda da sanık, hükümlü hale gelir. Bölge Adliye Mahkemesi'nin onama kararına karşı Yargıtay'a temyiz yolu açık ise ve sanık Yargıtay yoluna başvurup da Yargıtay da hükmü onar ise, bu durumda sanık hükümlü olur. Bölge Adliye Mahkemesi yahut Yargıtay aşamalarında, onama değil de bozma kararı verilir ise, dosya tekrar Yerel Mahkemeye dönecek ve süreç yine aynı silsile ile devam edecektir.
İşte; ister Yerel Mahkemede, ister Bölge Adliye Mahkemesi'ndeki istinaf aşamasında, isterse de Yargıtay'daki temyiz aşamasında verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmesi durumunda sanık, hükümlü hale gelir.
Uygulamada, hangi aşamada olursa olsun mahkumiyet hükmünün kesinleşmesi tespit edildiği zaman hemen bir "kesinleştirme şerhi" düzenlenerek, durum infaz savcılığına bildirilmekte ve hükümlü hakkında cezasının infazı için gerekli işlemler (aramasının çıkarılması, "teslim ol" yazısı gönderilmesi vs.) yapılır.
Burada değinilmesi gereken bir başka konu, "mahkumiyet" kavramıdır. Hangi kararlar mahkumiyet hükmü anlamına gelmektedir? Mahkumiyet hükmü; sanığın isnat edilen suçu işlediği yönünde oluşan kanaate bağlı olarak sanık aleyhine verilen hapis ve adli para cezası kararına verilen isimdir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya verilen cezanın ertelenmesi durumunda da bir mahkumiyet hükmü söz konusu olsa da yapılan bu erteleme ve geriye bırakma kararları, hükmün infazını engellemektedir. Bu iki durumda sanık hakkında bir mahkumiyet kararı verilmekte ancak verilen cezanın açıklanmasının geri bırakılması yahut ertelenmesi ile sanığa belli süre suç işlemez ise, hüküm infaz edilemeyeceğinden, bu kararlar kesinleştiğinde sanık hükümlü olmamakta, tedbir süresi başlamaktadır.
Seri muhakeme usulüde ise, soruşturma devam eder iken şüpheli, verilecek ceza konusunda bir kabulde bulunduğundan, daha şüpheli sanık olmadan, hakkında bir mahkumiyet hükmü tesis edilmekte ve bu hüküm kesinleştiğinde de sanık, hükümlü olmaktadır.
